YUNUS BANNER2
YUNUS BANNER

PAZARTESİ’DEN İTİBAREN KONTROLLÜ NORMALLEŞME BAŞLIYOR!

364

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Mayıs Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimini uygulamaya başlayacaklarını ve bu konudaki detayları kabine toplantısının ardından paylaşacaklarını belirterek, “Niyetimiz mayıs ayı sonuna kadar nispeten ihtiyatlı hareket etmeyi sürdürmektir. Haziran ayıyla birlikte günlük hayatı daha da rahatlatacak şekilde tedbirleri önemli ölçüde gevşetmeyi planlıyoruz.” dedi.
 
Erdoğan, video konferans aracılığıyla düzenlenen ve 81 ilin AK Parti teşkilatıyla bayramlaşma programında konuştu.

Salgın sürecinde yaptıkları fedakarlık ve gösterdikleri sabır için vatandaşlara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun karşılığının vaka, ağır hasta ve vefat sayılarındaki belirgin düşüşle gördüklerini söyledi.

Tedbiri elden bırakmadan bu sayıları çok daha aşağılara çekmeyi umduklarına işaret eden Erdoğan, “Milletimize söz verdiğimiz şekilde pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimimizi uygulamaya başlıyoruz. Bu konudaki detayları Kabine Toplantımızın ardından milletimizle paylaşacağız. Niyetimiz mayıs ayı sonuna kadar nispeten ihtiyatlı hareket etmeyi sürdürmektir. Haziran ayı ile birlikte günlük hayatı daha da rahatlatacak şekilde tedbirleri önemli ölçüde gevşetmeyi planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kovid-19 salgınının Türkiye’de yayılmaya başladığı 2020 Mart ayından beri aldıkları tedbirlerin ve özellikle kısıtlamaların tek amacının 84 milyon vatandaşın her birinin sağlığını, hayatını ve geleceğini korumak olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Mecbur olmadığımız hiçbir tedbire başvurmadık, başvurmayacağız. Bununla kalmıyor aldığımız tedbirler ile vatandaşlarımızın işine, aşına, ekmeğine zarar vermeyecek esneklikte uygulamaya özen gösteriyoruz. Amacımız, dünyanın tamamı ile birlikte yaşadığımız bu sıkıntılı süreci en az hasarla, en az kayıpla atlatılabilmesini sağlamaktır. Üretim tarafında bunu başardığımızı memnuniyetle görüyoruz. Sanayi üretimi ve ihracat rakamları her ay yeni rekorlar kırarak olumlu yönde ilerliyor. Kısıtlamalardan etkilenen esnafımızın bir kısmı ile turizm sektörümüze de bu zor dönemde ayakta kalabilmeleri için her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz. Hiçbir vatandaşımızın kendini sahipsiz hissetmemesi için devletimizin tüm imkanlarını seferber ederek sosyal destekleri ciddi oranda artırdık.”

“Güzel günlere ulaşmamıza hiç kimse mani olamayacaktır”

Türkiye’nin uluslararası değerlendirmelerde salgın döneminde vatandaşlarına en yaygın ve etkin sosyal destek sağlayan ülkeler arasında yer aldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık hizmetlerindeki başarısını sosyal ve ekonomik desteklerle taçlandıran Türkiye, kendini gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin çoğunda gözlenen kriz ikliminin dışında tutabilmiştir.” diye konuştu.

Erdoğan, “Yeni yatırım ve istihdam arayışlarındaki yükseliş başta olmak üzere pek çok gösterge, ülkemizi aydınlık yarınların beklediğine işaret ediyor. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız müddetçe bizi bekleyen güzel günlere ulaşmamıza hiç kimse mani olamayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin kadim tarih, medeniyet ve kültür bağları sebebiyle geniş bir coğrafyanın mesuliyetini üzerinde taşıyan büyük bir ülke olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya’dan Balkanlar’a, Türkistan’dan Kırım’a, Güney Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar, Türkiye’nin merkezinde yer aldığı bu geniş coğrafyada yaşanan olumlu veya olumsuz her hadisenin doğrudan kendilerini ilgilendirdiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Gönül dostlarımızın ve kardeşlerimizin sevinci sevincimiz, sıkıntısı, sıkıntımız, hüznü de hüznümüzdür. Filistin topraklarında özellikle Kudüs’te yıllardır devam eden ramazan ayının son günlerinde ise iyice yoğunlaşan saldırılar nedeniyle bayrama buruk girdik. Dertliyiz, derdimiz var. Gücü sadece masum sabilere, biçare kadınlara, mazlumlara yeten terör devleti İsrail’in zalimlikleri karşısında hem üzüntülü hem öfkeliyiz. Türkiye’nin bu konudaki tavrı tamamen ilkeseldir. Dün Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesini hangi şevkle desteklemişsek, bugün Kudüs’te ve Filistin şehirlerinde yaşanan zulme karşı da aynı hissiyatla harekete geçiyoruz. Dün Suriye sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridoruna nasıl izin vermemişsek bugün de Mescid-i Aksa’nın mahremiyetine uzanan ellere aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Daha geçen yıl Libya’nın bölünmesine nasıl müsaade etmemişsek, herkesin sırtını döndüğü Somali’nin kaderine terk edilmesini nasıl göz yummadıysak, Kırım’ın ilhakına nasıl rıza göstermediysek, geçmişte Bosna’da hunharca işlenen vahşete nasıl sesimizi yükselttiysek bugün de tüm dünya görmezden gelse bile İsrail’in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz.”

Bunları da beğenebilirsin
Yorumlar