FINDIK ÜRETİCİSİNİN SORUNLARINI MECLİS KÜRSÜSÜNDEN ANLATTI!

414

TBMM Genel Kurulunda gündem dışı fındık ve fındık üreticileri hakkında söz alan Milliyetçi Hareket Partisi Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz fındık üreticisinin sorunlarını meclis kürsüsünden gündeme taşıdı. 

Geçtiğimiz yıl fındık ile ilgili yaptığı açıklamalarla fındık fiyatlarına yön veren Milletvekili Yılmaz bu yılda merakla beklenen konuşmasını yaptı.

TBMM Genel Kurulunda gündem dışı fındık ve fındık üreticileri hakkında söz alan Milliyetçi Hareket Partisi Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz’’ TMO’nun çakılı fiyat uygulaması üretici açısından artan gübre, mazot, ilaç ve benzeri ürünlerdeki artış karşısında eriyip gitmiştir.’’ dedi.

Fındık ihraç ettiğimiz tarım ürünleri içinde yüzde onluk payla başı çekmektedir diyen Milletvekili Yılmaz şunları kaydetti,

‘’Fındık mahsulü Karadeniz Bölgesi’nin en büyük tarım ürünü olmasının yanı sıra ülkemiz ekonomisine katkısı açısından her yıl ortalama 1,5 ila 3 milyar dolar gelir getiren ihraç tarım ürünlerimizin başında gelmektedir.

Fındık ihraç ettiğimiz tarım ürünleri içinde yüzde onluk payla başı çekmektedir. Ülkemizin toplam ihracatının ise yüzde bir buçuk-ikisini karşılayan bir büyüklüğe sahiptir.

Sorunlar tespit edilmiş çözüm önerileri sunulmuştur.

Yıllardır fındık üreticisinin sorunları ve çözüm önerileri üzerine gerek iktidar gerekse muhalefet tarafından Meclis kürsüsünde konuşmalar yapılmış tarım bakanlığı, ziraat odaları, fındık borsaları, üniversiteler tarafından da konuyla alakalı çok ciddi araştırmalar yapılmıştır.

Fiskobirlik’in zararının birliği çalışamaz hale getirmesi ülkemizde son yıllarda fındığın kaderini tayin etmiştir.

Yapılan çalışmalar neticesinde sorunlar tespit edilmiş çözüm önerileri sunulmuştur. Ancak geçen yıllar içinde yapılan bu çalışmalar fındık üreticisinin sorunlarına köklü bir çözüm getirmemiş üreticinin sorunları maalesef katlanarak artmanın yanı sıra ülkemizin ihracat gelirinde kayba sebep olmuştur. 2009 yılında devletin fındık sektöründen elini çekmesi ve desteklemeler haricinde fındığa karışmayacağını açıklaması, 2004 yılında başlayıp 2014 yılına kadar devam eden Fiskobirlik’in zararının birliği çalışamaz hale getirmesi ülkemizde son yıllarda fındığın kaderini tayin etmiştir.

 

Yaklaşık üç yıldır piyasada taban fiyat belirleyen TMO piyasa manipülasyonunun önüne geçmeye çalışmıştır.

2018 yılında başa gelen cumhur ittifakı hükümetinin tarım bakanlığı özellikle TMO’yu devreye sokarak üreticinin bir takım çok uluslu şirketlerin tekellerine ezdirmemek ve ihracat gelirinin azalmamasını sağlamak için çaba sarf etmiş bir nebze olsun başarılı da olmuştur. Yaklaşık üç yıldır piyasada taban fiyat belirleyen TMO piyasa manipülasyonunun önüne geçmeye çalışmıştır.

 

Fiyat odaklı sorunlarının konuşulması pansuman tedbirlerinin ötesine geçememiştir.

 Ancak bu yıl gelişen ekonomi dinamiklerinin gerek döviz fiyatlarını ve faizi yukarı çekmesi olsun, gerekse pandemi sürecinde tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar olsun girdi fiyatlarını aşırı derecede yükseltmiştir. Bunun yanı sıra TMO’nun çakılı fiyat uygulaması üretici açısından artan gübre, mazot, ilaç ve benzeri ürünlerdeki artış karşısında gelirinin eriyip gitmesine sebep olmuştur. Üretici açısından hal böyleyken ülkemizin ihracat gelirinde de aynı oranda düşüş kaydedilmiştir. Türkiye ihracatçılar meclisi verilerinden elde ettiğimiz bilgilere bakarsak ülkemizin ciddi bir ihraç gelirinden geçen yıl kayba uğradığı görülecektir.

 Her yıl fındık üretiminin ve üreticisinin fiyat odaklı sorunlarının konuşulması pansuman tedbirlerinin ötesine geçememiştir. Oysa asıl konuşulması gereken dünya üretiminin yüzde yetmişini üreten ülkemizin fındık konusunda dünya piyasasını oluşturmada hala etkisinin zayıf olması, stratejik bir fındık politikasının olmamasıdır. Ayrıca  fındıkçının katlanarak büyüyen diğer sorunları ise üretim kapasitesinin değişkenliği, lisanslı depoculuğun olmaması, fındık ağaçlarında yaşlanma, pazar payının azalışı, dekar başına verimin düşüklüğü, üretici başına düşen arazi büyüklüğünün giderek küçülmesi, en önemlisi ise fındığın katma değer kazanmadan yüzde 65 inin hammadde olarak ihraç edilmesi ve buna benzer sorunların ihracat gelirimizin kaybolmasına neden olmaktadır.

Piyasayı maniple etmeye çalışan İtalyan asıllı bir şirketin…

Yıllardır aynı sorunların tespitinin yapılıp herhangi bir tedbir alınmaması ülkemiz açısından fındık ihracatından yeterince gelir elde edememesine sebep olmaktadır. Fındığın yüzde 65 i hammadde yani iç ve kabuklu fındık olarak ihraç edilmekte yüzde 15 i ara mamul ve yaklaşık yüzde 20 si ise katma değerli son ürün yani çikolata gofret veya bisküvi olarak ihraç edilmektedir. Bu oranlara bakıldığına gördüğümüz yıllık en az 8-10 milyar dolar civarında bir kaybımızın olduğudur. Piyasayı maniple etmeye çalışan İtalyan asıllı bir şirketin sadece krem çikolata ve draje kaplamasından yıllık cirosu 13,7 milyar dolar civarındadır. Bu şirket geçen yıl Düzce de fabrika kuracağını ve 500 kişi istihdam edeceğini söyleyerek teşvikten yararlanmıştır. Bu ilk bakışta istihdam açısından olumlu olarak görülse de bu kurulacak fabrika kırım ve kavurma gibi fındığı hammadde olarak satacak fabrikadır. Oysa yapılması gereken bu firmanın burada çikolata fabrikası kurması ve ürünü dünyaya ülkemizden son mamul olarak ihraç etmesinin sağlanmasıdır.

Bir diğer eksiğimizde kendi markamızı yaratamamaktan kaynaklanan sıkıntılardır.

Ancak fındık üreticisinin kısa vadede beklentilerini dile getirmeden sözlerime son vermek istemiyorum. TMO nun otuz nisanda fındık alımına son vereceğini bilen bazı fırsatçılar fiyatı 20,25 TL ye kadar düşürmüşlerdir. Eğer ülkemizin bu yıl ve önümüzdeki yıl fındıktan daha fazla gelir elde etmesini istiyorsak TMO fındık alım süresini uzatmalı, fiyatı revize etmeli ve önümüzdeki sezonda piyasa yapıcısı olarak piyasada olacağını açıklaması gerekmektedir. Aksi takdirde sadece Karadenizli fındık üreticisi değil ülkemiz de ihracat gelirlerinde bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da istediği geliri elde edemeyecektir.

Bunları da beğenebilirsin
Yorumlar
İmage To Text Windows 11 Key